IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün orucun toplumsal yönü noktasında yaptığı uyarılarda şu ifadeleri kullarak misafirlere hitap etti. “Eğer oruç bizi insanlarla barıştırmıyorsa, öfkemize karşı kalkan olmuyorsa, eğer oruç yeryüzünde adaletsizliğe kötü gidişata karşı bize kalkan olmuyorsa, eğer oruç işgallere zulümlere bombalara sessiz kalmaya karşı kalkan olmuyorsa, eğer oruç şeytani duygulara karşı kalkan olmuyorsa” diyen Ergün konuşmasını şu sözlerle sürdürdü. ”Peygamber efendimizin nice oruç tutanlar vardırki, tuttukları oruç kendilerine sadece açlık ve susuzluk verir, başka bir mana ifade etmez . Değerli kardeşlerim bizler yarım asırdır bu topraklarda yaşıyoruz Almanya’da Avusturalyada artık göçmen değiliz. Göçmen olarak da kendimizi tarif etmiyoruz. Bu toplumun yerli asli unsurlarıyız, Bu ülkenin vatandaşlarıyız dolayısıyla, bu ülkenin vatandaşları olarak bizlerin sorunların ve problemlerin merkezi olarak gösterilmesi Müslümanlar olarak bizi üzmektedir, Yaşamış olduğumuz bu toplumda her türlü problemin kaynağı Müslümanlar olarak tarif edilmesi bizleri rencide etmektedir. Bizlerin burada ana okulu diye bir sorunu varmıdır. Allah aşkına ana okulunda okuyan bir çocuğun baş örtüsü meselesi mi olur, müslümanların zihinleri ile oynanmak için bu tip meselelerin adeta gün yüzüne çıkartılması bizi üzmektedir. Yaşamış olduğumuz bu coğrafyada ülkücüler var Müslümanları problem olarak görenler var ayrımcılığa tabi tutulan yabancılar var. Evlere şenlik Fransa’da güya 300 akademisyen Kuran’ın şiddet yanlısı olduğunu bazı ayetlerin Kuran’dan çıkartılması gerektiğini müftülüğe soyunmuş akademisyenler var. Bunlar Müslümanları ortak yaşam alanlarında görev alan bizleri elbette rencide etmektedir.”
Kemal Ergün konuşmasının ilerliyen bölümünde şu sözlere yer verdi. Bugün Almanya’da 2000’in üzerinde cami varsa bulunduğumuz bu coğrafyada yüzlerce okulumuz eğitim kurumumuz varsa, yaşamış olduğumuz bu coğrafyadaki insanların hoşgörüsü ve tahammülünden olduğunu unutmamamız lazım. Bu coğrafyadan siyasi katılımdan yerel katılıma, dini liderlerle kanaat önderleri yuvarlak masa toplantılarından, aktif katılıma kadar Müslümanlar varlığını göstermek durumundadırlar.
BÖYLE BİR ŞEYİ KABULDE ETMEYİZ İÇİNDEDE OLMAYIZ
“Zaten Müslümanlar olarak bunları yapıyoruz görevlerimizi yerine getirme de gayret ediyoruz Bu birilerinin bize ödev vererek yaptığımız bir durum değildir, Aksine dinimizin bize öğrettiği bir vazifedir. Bir müslüman bu toplumda 30 sene yaşamasına rağmen komşusuyla hemhal olmadıysa, yaşamış olduğu toplumdaki kanaat önderleri ile bir diyaloğu yoksa, emin olun vazifesini yerine getirmemiş demektir. Onun için bizler birilerinin bizim elimize verdiği “şunları yapın öyleyse burada saygın olursunuz” manasına gelen İfadeleri değil, ne böyle bir şeyi kabul eder ne de böyle bir şeyin içinde oluruz” dedi. İftar proğramında Hıristiyan toplumu adına Manfret Lekoski, Köln Başkonsolosu, islam Konseyi temsilcisi, ıgmg genel sekreteri, ve NSU davasının sözcüsü kısa birer selamlama konuşması yaptılar.